 "Hikâye”. Türk kültür tarihinde en azından bin yıllık geçmişe sahip  giderek zenginleşen bir mânâ çemberi içinde,    hem kelime hem de kavram olarak  kullanılan “hikaye”  kelimesi,  Arapçadaki   “hakave” kökünden    gelmektedir.
"Hikâye”. Türk kültür tarihinde en azından bin yıllık geçmişe sahip  giderek zenginleşen bir mânâ çemberi içinde,    hem kelime hem de kavram olarak  kullanılan “hikaye”  kelimesi,  Arapçadaki   “hakave” kökünden    gelmektedir.
 İngiliz  edebiyatında  “ Story”,  Fransızcada “ histoire” , Almancada “Geshichte” olarak  kullanılan  hikaye, yaşanmış  veya yaşanabilecek  şekilde  tasarlanmış  olayları,  kişilere  bağlı  olarak  belli  bir  yer  ve  zaman içinde   anlatan   türdür.



 
  Nihad Sami Bey, Bayrakdarzâdeler nâmıyla tanınan Trabzon'un köklü bir ailesine mensuptur. Bu nam, ceddinin Fatih Sultan Mehmed'in Trabzon seferinde bayrakdarlığını yapmasından ileri gelmektedir. 18 Nisan 1907 yılında İstanbul'da doğan Nihad Sami Bey'in babasının babası Emin Hilmi Bey, 1293’te İstanbul'da toplanan ilk Osmanlı Meclis-i Mebûsânında Trabzon mebûsu olmuş, ayrıca Matbaa-ı Bahriye Nazırlığı vazifesinde bulunmuştur. Babası İlyas Sami Bey ise Trabzon Merkez Mutasarrıflığı Tahrirât Müdürlüğü, İstanbul İdare-i Mahsûsa Tahrirât Başkâtipliği gibi vazifelerden sonra 1892’de Bitlis Vilâyeti mektupçuluğuna tayin edilmiştir. Bundan sonra İşkodra, Kastamonu, Diyarbekir, Musul vilâyeti mektupçuluklarında bulunmuş ve 1900 yılında Süleymaniye Mutasarrıflığına getirilmiştir. Annesi ise yine köklü bir aileye mensup olan Hâfize Nâdire’dir.
Nihad Sami Bey, Bayrakdarzâdeler nâmıyla tanınan Trabzon'un köklü bir ailesine mensuptur. Bu nam, ceddinin Fatih Sultan Mehmed'in Trabzon seferinde bayrakdarlığını yapmasından ileri gelmektedir. 18 Nisan 1907 yılında İstanbul'da doğan Nihad Sami Bey'in babasının babası Emin Hilmi Bey, 1293’te İstanbul'da toplanan ilk Osmanlı Meclis-i Mebûsânında Trabzon mebûsu olmuş, ayrıca Matbaa-ı Bahriye Nazırlığı vazifesinde bulunmuştur. Babası İlyas Sami Bey ise Trabzon Merkez Mutasarrıflığı Tahrirât Müdürlüğü, İstanbul İdare-i Mahsûsa Tahrirât Başkâtipliği gibi vazifelerden sonra 1892’de Bitlis Vilâyeti mektupçuluğuna tayin edilmiştir. Bundan sonra İşkodra, Kastamonu, Diyarbekir, Musul vilâyeti mektupçuluklarında bulunmuş ve 1900 yılında Süleymaniye Mutasarrıflığına getirilmiştir. Annesi ise yine köklü bir aileye mensup olan Hâfize Nâdire’dir.











 
  
		