Aydın YÜKSEL Bey'in Feryadı
Beşir AYVAZOĞLU
Yolunuz Hırka-i Şerif'e düştüyse, Mesih Paşa Camii'ni de görmüş olmalısınız. Samiha Ayverdi'nin Mesih Paşa İmamı'na -ki bence en güzel romanıdır- konu olan bu zarif cami Tezkiretü'l-Ebniye ve Tuhfetü'l-Mi'mârîn'de Mimar Sinan'ın son eserlerinden biri olarak zikredilir.
III. Murad'ın vezirlerinden Hadım Mesih Paşa'nın 1585 yılında yaptırdığı, 1930'ların sonlarında merhum Ekrem Hakkı Ayverdi tarafından restore edilen bu caminin haziresinin alt köşesinde, Eski Ali Paşa Caddesi'yle Mevkufatçı Sokağı'nın kesiştiği noktada yine Mesih Paşa'nın yaptırdığı bir çatal çeşme vardır. Bu çeşme hakkında, tam kırk yıl Hırka-i Şerif'te oturan, Ekrem Hakkı Ayverdi'nin "hayrü'l-halefi" Yüksek Mimar Dr. İ. Aydın Yüksel'den bir mektup aldım. Mesih Paşa Çeşmesi'nin ve birçok eserin hiç şüphesiz iyi niyetlerle restore edilmeye çalışılırken nasıl tahrip edildiğini anlatan Aydın Bey'in feryadını duyurmayı bir vazife addediyorum.






İncelemeler
İstanbul'un tarihi yüzyıllar öncesine kadar gitse de asıl bugünkü şehrin nüvesini oluşturan Byzantion'un kuruluşu ve gelişmesi hakkındaki bilgiler çoğunlukla efsanelerle örülüdür. Kurucusu Byzas'ın adına izafeten de yeni şehre Byzantion denildi. Şehrin kuruluş tarihi genelde M.Ö. 660 kabul edilir. Her halükârda küçük bir şehir olan Megara kolonisinin eşsiz coğrafi konumu ve stratejik önemi onun gelecekte büyük bir gelişme kaydetmesi ve ihtişama kavuşmasını sağladı.
Günseli Ö. Ocakoğlu
Hilmi Yavuz










