RestoraTÜRK

  • Yazı boyutunu yükselt
  • Varsayılan yazı boyutu
  • Yazı boyutunu düşür
Paylaş
Anasayfa Edebiyat Türk Edebiyatı Dîvan Şiiri ve Seçme Beyitlerden Örnekler 5

Dîvan Şiiri ve Seçme Beyitlerden Örnekler 5

Telh ider âdemin elbette mezâk-ı ıyşin
Bâde nûş eyle bugün eyleme fikr-i ferdâ


Telh ider: Uzaklaştırır
Mezâk-ı Iyş: İşret zevkleri
Bâde: İçki
Nûş etmek: İçmek
Fikr-i Ferdâ: Gelecek düşüncesi

*   *   *

“Tahsîl-i kemâlât, kem âlât ile olmaz”

Tahsil: Öğrenim, edinmek
Kemâlât: Olgunluk
Kem: Kötü
Âlât: Aletler

*   *   *

Bakma yâ Rab sevâd defterime
Ânı yak âteşe benim yerime

(Lâ edri)

Sevâd: Dünyâda işlenen günahlar

*   *   *

Sakın terk-i edebden kûy-i mahbûb-ı Hudâdır bu
Nazar-gâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâdır bu

(Nâbî)

Terk-i Edeb: Edepsizleşmek
Kûy-i Mahbûb-ı Hudâ: Allah’ın sevgilisinin köyü, mekânı
Nazar-gâh: Bakılan, nazar edilen yer

*   *   *

Hep hüsn ü aşka dâir imiş hep güft ü gûy-i halk
Dillerde dâsitân imiş esrâr sandığım

(Çelebi-zâde Âsım)

Hüsn ü Aşk: Güzellik ve aşk
Güft ü gûy-i halk: Bütün yaratılmışların konuştukları konular
Dâsitân: Destan
Esrâr: Sır

*   *   *

Bizimle saltanat lâfın idermiş ol Karamânî
Hudâ fırsat verirse ger kara yere karam ânı

(Avnî – Fâtih Sultan Mehmed)

*   *   *

Sen pister-i gülde yatasın şevk ile handân
Ben hicr ile bâlîn edinem hâr- sebeb ne
Bu saltanat-ı dünyâ ola adle mukârin
Haccü’l-Haremeyn anı taleb kılsa aceb ne

(Cem Sultan)

Pister: Yatak
Handân: Gülen
Bâlîn: Yastık
Hâr: Diken
Mukârin: Yakın, denk
Haccü’l-Haremeyn: Hacı olmuş kişi

(Cem Sultan saltanat da’vâsıyle birâderi Sultan Bayezid’e bu şiiri gönderir. Cevap olarak da şu şiiri alır: )

Çün rûz-ı ezel kısmet olunmuş bize devlet
Takdîre rizâ vermiyesin böyle, sebeb ne
Haccü’l-Haremeyn oldığına râzi olaydın
Bu saltanat-ı dünyevîye bunca taleb ne

(Sultan II. Bayezid Han)

Rûz-ı Ezel: Ezel gününde
Rizâ vermek: Râzı olmak, rızâ göstermek
Saltanat-ı dünyevî: Dünya saltanatı (geçici ve çok büyük sorumluluk olan saltanat)

*   *   *

Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etdi felek
Giryemi kıldı füzûn, ekşimi hûn etdi felek
Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etdi felek

(Yavuz Sultan Selim’e atfedilir)

Merdüm-i Dîde: Göz bebeği
Füsûn: Büyü
Girye: Gözyaşı
Füzûn: Ziyâde, fazla
Eşk: Gözyaşı
Hûn: Kan
Şîr: Aslan
Lerzân: Titreyen, titrek
Âhû: Ceylân
Zebûn: Zayıf, güçsüz

*   *   *

Ey serâser âleme sultan Süleymânım baba
Tende cânım cânımın içinde cânânım baba
Bâyezîdine kıyar mısın benim cânım baba
Bî-günâhım Hak bilür devletlû sultânım baba

(Şâhî – Şehzâde Bâyezîd)

Serâser: Baştan başa
Bî-günah: Günahsız

(Şehzâde isyân ett,ü, babasından bu murabbâ ile af dilemiştir. Kânûnî Sultan Süleyman ise ona cevâben şu murabbâyı göndermiştir: )

Ey demâdem mazhar-ı tuğyân-ı isyânım oğul
Takmıyan boynuna her giz tavk-ı fermânım oğul
Ben kıyar mıydım sana ey Bâyezîd Hânım oğul
Bî-günâhım deme bâri tevbe kıl cânım oğul


Demâdem: Her zaman
Tuğyân: Taşkınlık
Mazhar-ı Tuğyân: Taşkınlık gösteren
Tavk-ı Fermân: Ferman (buyruk) gerdanlığı

*   *   *

Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-ı firâkız
Âteş kesilir geçse sabâ gülşenimizden

(Muhibbî – Kânûnî Sultan Süleyman)

Mânâsı:  Biz ayrılığın gül bahçesinde yanık ve ateşli şarkısıyla meşgul bir bülbülüz
Sabah rüzgârı gül bahçemizden geçecek olsa, serinletmek yerine ateş olur yakar.

*   *   *

Yıkılıptır şu cihân sanma ki bizde düzele
Devleti çerh-i denî verdi kamu mübtezele
Şimdi ebvâb-ı seâdetde gezen hep hezele
İşimiz kaldı hemân merhamet-i Lem-yezel’e

(Cihangîr – Sultan III. Mustafa)

Çerh-i Denî: Alçak felek
Mübtezel: Aşağılıklar
Ebvâb: Kapılar
Hezele: Ayak takımı
Lem-yezel: Allah

 
Reklam

Reklam
Reklam
Giriş yaparak üyelerin sahip olduğu birçok bilgiden yararlanabilir ve RestoraTÜRK FORUM'da bütün herşeyi özgürce konuşabilirsiniz...

Hoşça vakit geçirmeniz dileğiyle...

Bu boyuttaki reklamlar için lütfen iletişime geçiniz.




***

kapat