İtalyan Rönesans’ının en büyük sanatçısı sayılır. Ressam, heykelci, mimar, mühendis, anatomist ve ozan olan Michelangelo yapıtlarıyla heykel ve resim sanatını derinden etkilemiştir.
Michelangelo Buonarotti Floransa yakınlarında Caprese adlı küçük bir kasabada doğdu. Daha çocukken babasının karşı çıkmasına rağmen 13 yaşındayken Floransada bir ressamın atölyesinde çırak olarak çalışmaya başladı. Bir yıl sonra Floransa’nın yöneticisi olan Lorenzode Medici’nin koruması altında eğitimini sürdürdü. Medici ailesi ile olan yakın ilişkisi sayesinde etkili kişilerle tanıştı. 1496’da Floransa’dan ayrılarak Roma’ya gitti. Bu arada Anatomiyide merak etti. Ve medicilere gelen bir cerrahın peşine takılarak muntazaman morga gitti, cesetleri büyük bir zevkle kesip biçmeye başladı. Kısa zamanda eli bir işe öylesine yattı ki, ünlü anatomi uzmanlarını bile gölgede bıraktı.
Çağının düşünce ve davranışlarını, sanatçı kişiliğinin üstün yapısı ve içinde eserleriyle zirveye ulaşmıştır. Hırçınlık ve öfkeleri, umutları, umutsuzlukları ve tepkileriyle tam bir insan olan Michelangelo sanatıyla gerçek bir devirdir. Onun sanatının çıkış noktası bu insan yönü, içinde yaşadığı çağ ve toplum ile ona olan bağları, sevgi ve tepkileri olacaktır. Eserlerinin birçoklarını türlü nedenlerle gerçekleştirememiştir. Ne var ki kalanlar insan üstü gücünü anlatmaya yetmektedir. Gençlik çağlarında sonsuz bir din inancıyla dolu olan Michelangelo Reform olayından sonra dinsel umut ve inançlarını terk etmiştir.
16.yüzyıl heykel sanatının en önde gelen sanatçısı Michelangelo’dur. Çok yönlü kişiliğiyle hem yüksek Rönesans hem de Maniyerizm’e damgasını vurmuştur. Heykel onca en önemli anlatım yoludur. Malzemeye can vermek, taşı aşmak, insana dönük sonsuz duygu ve heyecanları haykırmak ve duyurmak onca elverişli sanat yolu olmuştur. Giotto ve Masaccio’ya hayran olan sanatçı antik Yunan’dan sonra insanı gerçek, yaşayan gücüyle tanıtmıştır. Eski Yunanlı’lar ve bütün Rönesans ustaları gibi, insanı en üstün varlık olarak göstermiştir. Bu üstün varlığın da ancak erkek vücudu olarak simgeleneceğine inanmıştır.
Hıristiyan sanatçı; iç dünyasını, inancına, hayaline bağlıdır. Gördüğünü değil duyduğunu hayal ettiğini yapmaktadır. Kısaca Maniyerizm Hıristiyan, Ortaçağ’da olduğu gibi ruhsal, sembolik bir yola yönelmiştir.Rönesans’ın en olgun çağı olan XVI.yüzyılda Refaello ve Leonardo doğasal-nesnel ülkücülüğün en kuvvetli üyelerindendir. Ne var ki aynı yüzyıl içinde 1530’dan başlayarak bir yandan da Hıristiyan duygu ve düşüncesi yeniden ağır basmaya başlamıştır. Bu çağın sonlarına doğru sanat, içe dönük ve sembolik bir anlam kazanır.
16.yüzyılda İtalya’da doğan bu yeni sanat görüşüne yanlış olarak “MANİYERİZM” adı verilmiştir. Maniyerizm kelime anlamıyla, yapmacılık bir bakıma gösterişçilik demektir. Aslında bu isim onları küçümsemek amacıyla verilmiştir. Geleneksel Rönesans kurallarına uymadıkları için amaçlarının ne olduğu anlaşılmayan güçlü sanatçılar yeni bir çağı müjdelemektedir. Öz olarak “Maniyerizm” reformdan sonra düşüncede oluşan bir gereksinmenin sanatsal sonucudur. Hıristiyan duygu ve düşüncesinin yeniden güç kazandığı, bu akım rönesansın gerçekçi ve idealist kurallarına karşıdır. 1521-1570 yılları arasında süren Maniyerizm, resim ve heykel gibi mimarlık sanatını da etkilemiştir. Yapılarda mimarlık unsurları hafifleyerek daha dekoratif hale getirmiştir. Sanattaki bu içe dönüklük ve sembolizm, 17.yüzyılda İtalya’da başlayacak ve bütün Avrupa’yı etkileyecek olan Barok sanatın öncüsü olmuştur.
İnsanın Yaratılışı - Tarihi: 1512 - Tekniği: Fresk - Bulunduğu Yer: Sistina Cappella/Roma - İtalya
1505’de Papa II. Jolius, Michelangelo’dan Vatikan’daki Sistina Şapeli’nin resimlemesini istedi. 1508’de başladığı bu görkemli yapıtta bir grup sanatçıyla birlikte çalışmasına karar verildi. Ama Michelangelo çalışmalara başladığında yardımcılarını beğenmedi, yapıları silerek tavanın tamamını kendisi resimledi 14. 4 yıl iskele üzerinde sırt üstü çalıştı. Kilisenin dışına gece yarılarına kadar Dante’den okuduğu mısralar sızıyordu. Bu baş döndürücü tavan freskolarında ortada büyük tablolar halinde “Adem'in Yaratılışı”, “Nuh Tufanı” gibi tevrattan alınmış dokuz sahne ile, onların çevresinde ilk peygamberler, antik büyücüler ve esirler yer almıştır. Resimden çok heykel olan figürler tavandan dışarı fırlarlar peygamber figürleri içinde Daniel ve Zekeriya peygamber en ünlü olanlarıdır.
Michelangelo’nun I. Ve II. Dönem Eserleri
I. dönem eserleri; Davut. San Pietro kilisesinde bulunan ilk Pieta “San piertopietası, Kutsal Aile”,”sistin şapeli tavan frekosları”, “Papa II.Julius’un mezar anıtı” için hazırladığı “Musa” ve “Esirler”, Merdivendeki Meryem” 1520’ye dek sürmüş olan birinci dönem eserleri arasındadır.
II. dönem eserleri; 1520’den sonra toplumsal çelişkiler ve papalığın dalaverelerinden doğan huzursuzluklar ve ızdıraplar Michelangelo’nun sanatında büyük etkiler ve değişiklikler yapmıştır. Etkiler ilk kez, II.Julius’un mezar anıtındaki Musa ve Esir heykellerinde görülür. Bunlarda artık, “Pieta”da görülen huzurdan eser yoktur. Figürlerin ölçüleri bozulmuş, biçimler deforme edilmeğe başlanmıştır. Medici ailesi türbesi ve mezar heykelleri, Medici Meryem’i, Sistin Şapeli frekosları-Mahşer ikinci ve üçüncü Pieta’ları bu çağın eserleri arasındadır. II. Julius’un ölümünden sonra sanatçı “Medici Türbesi” ve heykellerine başlamıştır. Dört geç Medici dükünün bu heykelleri aslında kendilerine benzemez. Mezar heykelleri ise “Gece ile Gündüz” “Gurup ile Şafak” allegorileridir.
(Roma daki San Pietro in Vincoli bazilikasında Papa Julius II nin anıt mezarının bir parçası olarak yapılmıştır. Michelangelo nun en önemli eserlerinden biridir.)
Michelangelo, Musa heykelleriyle kırk yıllık bir rüyası gerçekleşiyordu. Heykel bittikten sonra Musa Peygamberden öylesine büyülendi ki, heykelin ardından cansız bir taş parçası olduğuna kendi bile inanmak istemedi. Bir gün karşısına geçerek bir müddet gözlerine baktıtan sonra: Konuş Musa konuş! Diye haykırdı. Ve elindeki çekici hışımla heykele fırlattı. Michelangelo, bugüne kadar bilinen tek yağlıboya tablosunu 1559 yılında yaptı: Kutsal aile.Tuhaftır, resim alanında büyük şaheserler vermiş olan bu sanatçı yağlı boya resimden nefret ederdi. Bunun için sahasında yalnız freskler yapmakla yetindi.
Michelangelo Sistine tavanında fresk tekniği üstün bir beceri ile uygulanmıştır. Bugün bile başarılı bir freskin yapılması çok zor olduğuna göre, sanatçının tavana yaptığı bu eseri, nasıl bir dayanıklılık açıktır. Ayrıca yakın mesafeden yapılan bu normalden büyük figürlerin uygulanması veplastisitesinin çözümlenmesi de önemli bir sanatçı sorunudur. Ademin yaradılış freskinde Tanrıyı temsil eden sakallı bir adam ise, elini uzatıyor ve parağını Adem’in elini değdirmeye çalışıyor. Adem’in eli son derece rahat bir şekilde havada duruyor. Vücut anatomisi ise rahat ve belirgin. Bu normalden büyük resmedilmiş figürler, hacimli biçimlendirme ve bütün olarak ifade edilme ile, anıtsal klasik anlatımın en güzel örneği oluyorlardı 17.Sanatçı heykeltraşlık çalışmalarında konularının yalnız birkaçını klasik mitolojiden alarak yapıtlar meydana getirmiştir. Ilk eseri sayılan kentavrlarla Lapitlerin Savaşı bir kabartmadır. Bachus heykeli de klasik mitoloji konulu bir eserdir. Michelangelo’nun konuları dinseldir. Hıristiyanlık inançlarını yansıtır. Meryem ölü çocuğunu kucağına almıştır. Kompozisyon piramidaldir. Meryem’in eteklere doğru yayılan giysisi bu piramidin tabanıdır. Izdırabını tevekkülle susturan genç annenin yüzüne kadere boyun eğmenin ve tevekkülün idealleştirilmiş yansıması okunmaktadır. Sanatçı, kendi deyimiyle, bakire bir genç anne tasvir etmiştir. Çünkü Meryem bakire idi. Annenin ızdırabı yüzünün çok sakin ve genç güzelliğini zedelemektedir. Bu eser ifade ve kompozisyonuyla klasiktir. Mermerin perdahlı yüzeyleri yumuşak gölge-ışıklar yapmaktadır.
Michelangelo, 1564 yılında on sene önce başladığı Pieta Rendanina üzerinde çalışırken birden rahatsızlandı. Aynı yılın Şubat ayında da çoktandır özlediği ölüme kavuştu.
Pieta Heykeli
Heykel, İsa'nın çarmıhtan indirildiği anı canlandırır.
Bulunduğu yer: St.Peter's Basilica (San Pietro Katedrali)
Nuh Tufanı - Yapım tarihi: 1512 - Tekniği: Fresk - Bulunduğu Yer: Cappella Sistina / Roma - İtalya
Adı: Mahşer Günü - Tarihi: 1541 - Orijinal Ebadı: 1483 x 1330 cm - Tekniği: Fresk
Bulunduğu Yer: Cappella Sistina / Roma - İtalya
Adı: Davud Heykeli - Tarihi: 1504 - Orijinal Ebadı: 434 cm
Tekniği: Mermer - Bulunduğu Yer: Galleria dell'Accademia / Florence - İtalya
şair olan Michelangelo yapıtlarıyla heykel ve resim sanatını 20. Yüzyıla kadar derinden
etkilemiştir.
Michelangelo Buonarotti Floransa yakınlarında Caprese adlı küçük bir kasabada doğdu.
Daha çocukken babasının karşı çıkmasına rağmen 13 yaşındayken Floransada bir ressamın
atölyesinde çırak olarak çalışmaya başladı. Bir yıl sonra Floransa’nın yöneticisi olan
Lorenzode Medici’nin koruması altında eğitimini sürdürdü. Medici ailesi ile olan yakın
ilişkisi sayesinde etkili kişilerle tanıştı. 1496’da Floransa’dan ayrılarak Roma’ya
gitti. Bu arada Anatomiyide merak etti. Ve medicilere gelen bir cerrahın peşine
takılarak muntazaman morga gitti, cesetleri büyük bir zevkle kesip biçmeye başladı. Kısa
zamanda eli bir işe öylesine yattı ki, ünlü anatomi uzmanlarını bile gölgede bıraktı.
Çağının düşünce ve davranışlarını, sanatçı kişiliğinin üstün yapısı ve içinde
eserleriyle zirveye ulaşmıştır. Hırçınlık ve öfkeleri, umutları, umutsuzlukları ve
tepkileriyle tam bir insan olan Michelangelo sanatıyla gerçek bir devirdir. Onun
sanatının çıkış noktası bu insan yönü, içinde yaşadığı çağ ve toplum ile ona olan
bağları, sevgi ve tepkileri olacaktır. Eserlerinin birçoklarını türlü nedenlerle
gerçekleştirememiştir. Ne var ki kalanlar insan üstü gücünü anlatmaya yetmektedir.
Gençlik çağlarında sonsuz bir din inancıyla dolu olan Michelangelo Reform olayından
sonra dinsel umut ve inançlarını terk etmiştir.
16.yüzyıl heykel sanatının en önde gelen sanatçısı Michelangelo’dur. Çok yönlü
kişiliğiyle hem yüksek Rönesans hem de Maniyerizm’e damgasını vurmuştur. Heykel onca en
önemli anlatım yoludur. Malzemeye can vermek, taşı aşmak, insana dönük sonsuz duygu ve
heyecanları haykırmak ve duyurmak onca elverişli sanat yolu olmuştur. Giotto ve
Masaccio’ya hayran olan sanatçı antik Yunan’dan sonra insanı gerçek, yaşayan gücüyle
tanıtmıştır. Eski Yunanlı’lar ve bütün Rönesans ustaları gibi, insanı en üstün varlık
olarak göstermiştir. Bu üstün varlığın da ancak erkek vücudu olarak simgeleneceğine
inanmıştır.
Hıristiyan sanatçı; iç dünyasını, inancına, hayaline bağlıdır. Gördüğünü değil duyduğunu
hayal ettiğini yapmaktadır. Kısaca Maniyerizm Hıristiyan, Ortaçağ’da olduğu gibi ruhsal,
sembolik bir yola yönelmiştir.Rönesans’ın en olgun çağı olan XVI.yüzyılda Refaello ve
Leonardo doğasal-nesnel ülkücülüğün en kuvvetli üyelerindendir. Ne var ki aynı yüzyıl
içinde 1530’dan başlayarak bir yandan da Hıristiyan duygu ve düşüncesi yeniden ağır
basmaya başlamıştır. Bu çağın sonlarına doğru sanat, içe dönük ve sembolik bir anlam
kazanır.
16.yüzyılda İtalya’da doğan bu yeni sanat görüşüne yanlış olarak “MANİYERİZM” adı
verilmiştir. Maniyerizm kelime anlamıyla, yapmacılık bir bakıma gösterişçilik demektir.
Aslında bu isim onları küçümsemek amacıyla verilmiştir. Geleneksel Rönesans kurallarına
uymadıkları için amaçlarının ne olduğu anlaşılmayan güçlü sanatçılar yeni bir çağı
müjdelemektedir. Öz olarak “Maniyerizm” reformdan sonra düşüncede oluşan bir
gereksinmenin sanatsal sonucudur. Hıristiyan duygu ve düşüncesinin yeniden güç
kazandığı, bu akım rönesansın gerçekçi ve idealist kurallarına karşıdır. 1521-1570
yılları arasında süren Maniyerizm, resim ve heykel gibi mimarlık sanatını da
etkilemiştir. Yapılarda mimarlık unsurları hafifleyerek daha dekoratif hale getirmiştir.
Sanattaki bu içe dönüklük ve sembolizm, 17.yüzyılda İtalya’da başlayacak ve bütün
Avrupa’yı etkileyecek olan Barok sanatın öncüsü olmuştur.
1505’de Papa II. Jolius, Michelangelo’dan Vatikan’daki Sistina Şapeli’nin resimlemesini
istedi. 1508’de başladığı bu görkemli yapıtta bir grup sanatçıyla birlikte çalışmasına
karar verildi. Ama Michelangelo çalışmalara başladığında yardımcılarını beğenmedi,
yapıları silerek tavanın tamamını kendisi resimledi 14. 4 yıl iskele üzerinde sırt üstü
çalıştı. Kilisenin dışına gece yarılarına kadar Dante’den okuduğu mısralar sızıyordu. Bu
baş döndürücü tavan freskolarında ortada büyük tablolar halinde “Dünyanın Yaratılışı”,
“Nuh Tufanı” gibi tevrattan alınmış dokuz sahne ile, onların çevresinde ilk
peygamberler, antik büyücüler ve esirler yer almıştır. Resimden çok heykel olan figürler
tavandan dışarı fırlarlar peygamber figürleri içinde Danyal ve Zekeriya peygamber en
ünlü olanlarıdır.
Michelangelo’nun I. Ve II. Dönem Eserleri
I. dönem eserleri; Davut. San Pietro kilisesinde bulunan ilk Pieta “San piertopietası,
Kutsal Aile”,”sixtin şapeli tavan frekosları”, “Papa II.Julius’un mezar anıtı” için
hazırladığı “Musa” ve “Esirler”, Merdivendeki Meryem” 1520’ye dek sürmüş olan birinci
dönem eserleri arasındadır.
II. dönem eserleri; 1520’den sonra toplumsal çelişkiler ve papalığın dalaverelerinden
doğan huzursuzluklar ve ızdıraplar Michelangelo’nun sanatında büyük etkiler ve
değişiklikler yapmıştır. Etkiler ilk kez, II.Julius’un mezar anıtındaki Musa ve Esir
heykellerinde görülür. Bunlarda artık, “Pieta”da görülen huzurdan eser yoktur.
Figürlerin ölçüleri bozulmuş, biçimler deforme edilmeğe başlanmıştır. Medici ailesi
türbesi ve mezar heykelleri, Medici Meryem’i, Sixtin Şapeli frekosları-Mahşer ikinci ve
üçüncü Pieta’ları bu çağın eserleri arasındadır.II. Julius’un ölümünden sonra sanatçı
“Medici Türbesi” ve heykellerine başlamıştır. Dört geç Medici dükünün bu heykelleri
aslında kendilerine benzemez. Mezar heykelleri ise “Gece ile Gündüz” “Gurup ile Şafak”
allegorileridir.
Michelangelo, Musa heykelleriyle kırk yıllık bir rüyası gerçekleşiyordu. Heykel
bittikten sonra Musa Peygamberden öylesine büyülendi ki, heykelin ardından cansız bir
taş parçası olduğuna kendi bile inanmak istemedi. Bir gün karşısına geçerek bir müddet
gözlerine baktıtan sonra:Konuş Musa konuş! Diye haykırdı. Ve elindeki çekici hışımla
heykele fırlattı. Michelangelo, bugüne kadar bilinentek yağlıboya tablosunu 1559 yılında
yaptı:Kutsal aile.Tuhaftır. Resim alanında büyük şaheserler vermiş olan bu sanatçı yağlı
boya resimden nefret ederdi. Bunun için sahasında yalnız freskler yapmakla yetindi.
Michelangelo Sixtine tavanında fresk tekniği üstün bir beceri ile uygulanmıştır. Bugün
bile başarılı bir freskin yapılması çok zor olduğuna göre, sanatçının tavana yaptığı bu
eseri, nasıl bir dayanıklılık açıktır. Ayrıca yakın mesafeden yapılan bu normalden büyük
figürlerin uygulanması veplastisitesinin çözümlenmesi de önemli bir sanatçı sorunudur.
Ademin yaradılış freskinde Tanrıyı temsil eden sakallı bir adam ise, elini uzatıyor ve
parağını Adem’in elini değdirmeye çalışıyor. Adem’in eli son derece rahat bir şekilde
havada duruyor. Vücut anatomisi ise rahat ve belirgin. Bu normalden büyük resmedilmiş
figürler, hacimli biçimlendirme ve bütün olarak ifade edilme ile, anıtsal klasik
anlatımın en güzel örneği oluyorlardı 17.Sanatçı heykeltraşlık çalışmalarında
konularının yalnız birkaçını klasik mitolojiden alarak yapıtlar meydana getirmiştir. Ilk
eseri sayılan kentavrlarla Lapitlerin Savaşı bir kabartmadır. Bachus heykeli de klasik
mitoloji konulu bir eserdir. Michelangelo’nun konuları dinseldir. Hıristiyanlık
inançlarını yansıtır. Meryem ölü çocuğunu kucağına almıştır. Kompozisyon piramidaldir.
Meryem’in eteklere doğru yayılan giysisi bu piramidin tabanıdır. Izdırabını tevekkülle
susturan genç annenin yüzüne kadere boyun eğmenin ve tevekkülün idealleştirilmiş
yansıması okunmaktadır. Sanatçı, kendi deyimiyle, bakire bir genç anne tasvir etmiştir.
Çünkü Meryem bakire idi. Annenin ızdırabı yüzünün çok sakin ve genç güzelliğini
zedelemektedir. Bu eser ifade ve kompozisyonuyla klasiktir. Mermerin perdahlı yüzeyleri
yumuşak gölge-ışıklar yapmaktadır.
Michelangelo, 1564 yılında on sene önce başladığı Pieta Rendanina üzerinde çalışırken
birden rahatsızlandı. Aynı yılın Şubat ayında da çoktandır özlediği ölüme kavuştu.
sistine şapelindeki resimler
http://www.vatican.va/various/cappelle/sistina_vr/index.html